MOODY'S BÜYÜME BEKLENTİSİNİ AÇIKLADI

MOODY'S BÜYÜME BEKLENTİSİNİ AÇIKLADI
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, "Türkiye'nin bu yıl ve gelecek yıl ekonomik büyümesinin yüzde 2,5 ve yüzde 3,5 aralığında gerçekleşmesi bekleniyor" dedi.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, "Türkiye'nin bu yıl ve gelecek yıl ekonomik büyümesinin yüzde 2,5 ve yüzde 3,5 aralığında gerçekleşmesi bekleniyor" dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, küresel ekonomik görünüm açıklamasında, Türkiye'nin bu yıl ve gelecek yıl yüzde 2,5-3,5 aralığında büyüme kaydetmesinin beklendiği, gelişmekte olan ekonomilerdeki büyümenin yüksek enflasyon, faiz oranları ve ihracatın hızının azalması sebebiyle baskılanabileceği öngörülerine yer verildi.
Moody’s’in resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, “Yüksek enflasyon ve faiz oranları, ihracatın hızının azalması bu yıl ve gelecek yıl boyunca gelişmekte olan ülkelerin büyümesini baskılayabilir. Buna kıyasla gelişmiş ekonomilerin büyümesinin 2015’te yatırımların itici gücüyle artmasını bekliyoruz. Avro Bölgesi’nde devam eden düşük kaldıraçlamanın, ABD ve İngiltere’de şirketlerin büyük miktarda nakit rezervi tutmasının ekonomik iyileşmenin hızını azaltmasını bekliyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Moody's raporunda ülkelerin ekonomik büyüme oranlarına ilişkin olarak yayınlanan tabloda, Türkiye'nin bu yıl ve gelecek yıl ekonomik büyümesinin yüzde 2,5 ve yüzde 3,5 aralığında gerçekleşmesinin beklendiği bildirildi. 
Raporda, küresel ekonomik büyümedeki gelişmenin ancak 2015 yılında gözlemlenebilir bir durum alabileceği belirtilerek, bu yılki küresel ekonomik büyümenin halen “ortalamanın altında” olacağı öngörüsüne yer verildi.
Moody’s açıklamasında, G20 ülkelerinin bu yılki ekonomik büyümesinin yüzde 2,8 oranında gerçekleşeceği, 2015 yılında ise yüzde 3,2’e doğru hız kazanacağı değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, gelişmekte olan ekonomilerin bazılarının ekonomik büyümesinin revize edildiğini, merkez bankalarının yüksek enflasyona karşı cevap verebilmek için faiz oranlarını yükselttiğini, bu durumun gelişmekte olan ekonomilerin büyümesi üzerinde baskı yaratabileceği vurgulandı. 
Gelişmekte olan ekonomilerin birçoğu için temel ihracat pazarı olan Çin’deki talebin bir süre boyunca düşük olabileceği dile getirilen raporda, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ekonomilerde enflasyonun nispeten yüksek seyredebileceği  öngörüsü paylaşıldı. 
 "ABD ekonomisi bu yıl yüzde 2 büyüyecek"
ABD’de ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 2, gelecek yıl ise yüzde 3 seviyesinde gerçekleşeceği ifade edilen raporda, “ABD'nin son beş yılda kaydedilen zayıf büyümesi dikkate alındığında, son zamanlardaki olumlu şartlara rağmen, ABD ekonomisinin büyümesinin orta vadeli potansiyelinin fazla tahmin edilmiş olması yönünde risk mevcut” denildi.
Moody’s açıklamasında, ABD ekonomisinin büyüme ivmesine ilişkin olarak, “Orta vadeli büyümenin bir şekilde beklenenin altında  gelmesi yatırımcıların kademeli olarak ABD varlıklarına dönüşünü yeniden değerlendirmelerine neden olabilir. Fakat bu finans piyasalarında küresel büyümenin yeniden dengelenmesi açısından bir düzeltmeye neden olmayacaktır” ifadeleri kullanıldı.
İngiltere'de geçen yıl itibariyle görülen güçlü büyümenin ve Avro Bölgesi’ndeki zayıf büyüme trendinin bu yıl ve gelecek yılda devam etmesini beklendiğini belirtilen raporda değerlendirmesine yer verilen Moody's Makro Finansal Analiz Departmanı Kıdemli Başkan Yardımcısı Marie Diron, “Moody’s İngiltere ekonomisinin büyümesini yukarı yönlü revize ederken, Avro Bölgesi’nin büyümesini bu yıl için yüzde 1, gelecek yıl için ise yüzde 1,5 seviyesinde bırakmıştır” dedi.
Fitch Ratings'ten açıklama
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Direktörlerinden Gergely Kiss, bugün Türkiye’nin kredi notu üzerindeki politik risklerin hala yüksek olduğunu belirten bilgi notuna atıfta bulunarak, “Türkiye'nin 2015 yılındaki genel seçimlerini izliyor olacağız. Türkiye için son değerlendirmemiz şubat ayındaydı, bir sonraki ekim ayında olacak. Değerlendirmemizde direkt olarak Türkiye'deki politik gelişmelere bakılacaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin etrafındaki jeopolitik gelişmelerin ülke ekonomisi üzerindeki etkilerinin de son derece önemli olduğunu vurgulayan Kiss, “Türkiye'nin etrafındaki jeopolitik gelişmelere de bakıyor olacağız. Türkiye için şubat ayında yaptığımız değerlendirmede ekonominin yüzde 2,5 seviyesinde büyümesini beklediğimizi ifade ettik. Jeopolitik risklere ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerine bakıyor olacağız. Yılın ilk yarısında Türkiye'nin ekonomik verileri güçlü” ifadelerini kaydetti.
Önümüzdeki süreçte gelişmekte olan ekonomilerin büyüme performansının Fed gibi gelişmiş ekonomilerin para politikalarında ne ölçüde etkileneceğinin büyük önem taşıdığını dile getiren Kiss, Türkiye’nin ortaya koyacağı para politikasının ise gelişmiş ekonomilerin para politikalarının etkileri açısından “belirleyici” olacağını vurguladı.
Kiss, “Gelişmiş ekonomilerin para politikalarının gelişmekte olan ekonomiler üzerindeki etkisini dikkatle izliyoruz. Türkiye'nin para politikası küresel para politikalarının ülke üzerindeki etkileri açısından belirleyici olacaktır” dedi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlanmasının ardından, Türkiye için “politik riskin hala yüksek” olduğu yönünde açıklama yapmıştı.
Türkiye’nin “BBB-/Durağan” reytingini bu yılın 4 nisan tarihinde teyit ettiğini açıklayan Fitch Ratings’in altı aylık düzenli değerlendirmeleri çerçevesinde, Türkiye’nin kredi notunu 3 Ekim tarihinde yeniden gözden geçirmesi bekleniyor.
Fitch Ratings, Moody’s ile birlikte Türkiye’yi “yatırım yapılabilir” notu ile değerlendiren iki büyük uluslararası yatırım kuruluşundan biri. 
Bu arada Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlanmasının ardından, Türkiye için “politik riskin hala yüksek” olduğu açıklamasını yaptı.
Fitch Ratings, internet sitesinden duyurduğu açıklamada, “Erdoğan’ın Pazar günü yapılan seçimdeki kesin zaferi, Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanlığı seçimi, Türkiye’nin ülke kredi profili üzerindeki politik riski düzeltmek konusunda az bir katkı yapmıştır” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin Başbakan Erdoğan’ın seçmenin büyük çoğunluğu tarafından desteklediğini gösterdiğini belirten Fitch, “Politik risk, sermaye akışının ürkmesi ve politika öngörülebilirliğinin azaltması gibi potansiyel etkileri yoluyla Türkiye’nin reytingleri üzerinde baskı oluşturabilir. Parlamento seçimlerinin 2015 yılında yapılması gerektiğinden cumhurbaşkanlığı seçimi mevcut potansiyel politik döngüyü tamamlamıyor” öngörüsünde bulundu.
Geçen yaz gerçekleşen protestolara atıfta bulunan Fitch, “Erdoğan gücü başkanlığa doğru genişletme arayışındayken, tansiyonun yüksek olması olası” yorumunu yaptı.
Başbakan Erdoğan’ın 11 yıllık başbakanlığının ardından cumhurbaşkanı olacağını belirten Fitch, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin mart ayında yapılan yerel seçimlerden de güçlü bir şekilde çıktığını vurgularken, “Politik istikrar geçen seneden beri yükselen Gezi Parkı protestoları ve yolsuzluk skandalı gibi politik ve sosyal huzursuzlukları ortadan kaldırmamaktadır” görüşüne yer verdi.
Geçen sene yaşanan protestoların Türkiye’nin yerel politik ve sosyal şoklarının ülke kredibilitesi algısına nasıl zarar verebileceğini gösterdiğini öne süren Fitch Ratings, “Türkiye son zamanlarda yaşanan dış şoklara dikkate değer şekilde direnç gösterdi. Şirketler ve bankalar yüksek borç çevirme oranlarına sahip. Fakat biz, hükümetin işlevselliğini ve politika öngörülebilirliğini olumsuz yönde etkilemesi halinde, politik riskin, negatif bir reyting aksiyonuna neden olabilecek bir kredi zayıflığı olarak kalmaya devam etmesini bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Açıklamada, “Türkiye’nin politika uyumu ve kredibilitesi hala, büyük oranda parasal politika çerçevesinin yetersizliğinden kaynaklanacak şekilde aynı reytinge sahip diğer ülkelerden daha zayıf” olduğu öne sürüldü.
Fitch Ratings, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Erdoğan, Merkez Bankası faiz oranların daha da azaltması konusunda baskı uygulamaya devam ediyor. Bu durum Merkez Bankası’nın ocak ayındaki sert faiz artışı kararının ardından hassas kredibilitesini zayıflatabilir. Yıllık enflasyon oranı, temmuz ayında Merkez Bankası’nın yüzde 5 olan hedefini neredeyse ikiye katlayarak yüzde 9,32’ye yükseldi. Bu artışların ani şekilde ortaya çıkması Türkiye’yi, gelişmekte olan ekonomilere ilişkin yatırımcı algısındaki ani değişimlere karşı daha hassas hale getiriyor.”
Bu yıl itibariyle makroekonomik verilerin ve liranın stabil olmasının, uluslararası rezervlerin yeniden artmasının, Türkiye için geniş çapta kredi profili açısından pozitif olduğunu vurgulayan Fitch, ihracatın büyümesinin güçlendiğini, cari açık oranının düzeltildiğini ve kredi büyümesinin yavaşladığını kaydetti.
Fitch Ratings, önümüzdeki dönemde Türkiye’de yeniden kredi büyümesinin daha düşük faiz oranları nedeniyle yeniden artmasının, buna cari açık tarafında bozulmanın da eşlik etmesinin, dış borcun hıza artmasının reytinge negatif etki oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Ortadoğu’daki jeopolitik problemlerin Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz etkilerinin hissedildiğini ifade eden Fitch, temmuz ayında Irak’a olan ihracatın yüzde 46 oranında düştüğünü, farkın ise AB ve Kuzey Amerika’ya yapılan ihracat ile giderildiğini belirtti.
Fitch, Türkiye’nin “BBB-/Durağan” reytinginin 4 Nisan tarihinde teyit edildiğini, bir sonraki değerlendirmenin ise 3 Ekim tarihinde yapılacağını anımsattı. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir