CHP’de yaşananlar, sadece bir liderlik değişimi değil; bir dönemin kapanışı, bir siyasi kültürün sorgulanışı ve belki de en önemlisi, bir vefa sınavıdır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun partideki konumu, son aylarda adeta bir “gölge figür”e dönüştü. Oysa ki, 13 yıl boyunca CHP’yi sadece yönetmedi; yeniden tanımladı, dönüştürdü, genişletti. Bugün ise, kendi partisi içinde sessizce dışlanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun Mirası
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye siyasetinde “ittifak mimarı” olarak anılmayı hak eden bir lider. 2023 seçimlerinde kurduğu Millet İttifakı, Cumhuriyet tarihinin en geniş muhalefet cephesiydi. Elbette eleştiriler vardı, eksikler vardı. Ama kimse onun samimiyetini, demokratik duruşunu ve mücadele azmini sorgulayamazdı.
Bugün ise, bu mirasın üzerine gölge düşürülüyor. Kurultay sürecinde yaşananlar, sadece bir seçim yarışı değil; bir itibarsızlaştırma kampanyasına dönüştü. Delegelere vaatler, kulislerde dönen pazarlıklar, mahkemeye taşınan belgeler… Bunlar bir siyasi partide değil, bir senaryoda yaşanmalıydı.
Hukuki Süreç ve Siyasi Etik
15 Eylül’de görülecek kurultay davası, teknik olarak bir “mutlak butlan” kararıyla sonuçlanabilir. Bu, Özgür Özel yönetiminin meşruiyetini tartışmalı hale getirecek. Ancak mesele sadece hukuki değil; siyasi ve ahlaki bir boyutu da var. Kılıçdaroğlu’nun sessizliği, bu sürecin en çarpıcı göstergesi. Konuşmuyor, çünkü konuşsa partiyi daha da sarsacak. Susuyor, çünkü hâlâ bir “büyüğün” sorumluluğunu taşıyor.
Parti İçi Kültür: Vefa mı, Rekabet mi?
CHP’nin köklü geleneğinde vefa, sadece bir duygusal bağlılık değil; bir siyasi etik değeridir. Bugün bu değer test ediliyor. Kılıçdaroğlu’na yapılan muamele, bu testin ne kadar zorlayıcı olduğunu gösteriyor. Eleştiri elbette olmalı. Ama eleştirinin dozu, dili ve amacı önemlidir. Bir liderin hatalarını konuşmak başka; onu yok saymak, itibarsızlaştırmak başka.
Yeni Yönetim Ne Yapmalı?
Özgür Özel ve ekibi, bu süreci sadece bir “zafer” olarak değil, bir “sorumluluk” olarak görmeli. Kılıçdaroğlu’nun katkılarını yok saymak, partiyi büyütmez; daraltır. Yeni yönetim, eskiyle hesaplaşmak yerine, onunla uzlaşmayı denemeli. Çünkü CHP’nin geleceği, sadece bugünün değil; dünün de mirasıyla şekillenecek.
Son Söz
Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan haksızlık, sadece bir kişiye değil; bir döneme, bir mücadeleye, bir siyasi kültüre yapılmış bir haksızlıktır. CHP, bu süreci sağduyu ve vefa ile yönetmeli. Çünkü bir partinin büyüklüğü, sadece seçim kazanmakla değil; kendi değerlerine ne kadar sadık kaldığıyla ölçülür.

OlcayÇakır
Onuachu’nun altın gecesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.