Akademisyen Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Partinin başına getirildiğinde gönüllerinde başka bir isim yatan insanlar da dahil olmak üzere hiç kimse itiraz etmemiş ve Tayyip bey öyle uygun gördüyse başımızın üzerinde yeri var diyerek bağrına basmıştı.
Ne olduysa seçildikten sonra oldu. Çünkü siyasetçinin tabiatı buydu ve herkesin kendine göre ikbal hesapları vardı. Kimi sağdan geldi hamanların kimi soldan, kimi yurt içinden geldi kimi yurt dışından, kimi cemaatçiydi kimi bilmem neci. Hepsi aynı şeyi üflediler, “Aman Hocam! Ne varsa sende var.” “Evet Reis gerçekten güzel işler yaptı ama sende bütün dünyayla konuşabilen büyük bir akademisyensin hem sen de kabul edersin ki, o dönemini tamamladı. Otursun Çankaya’da, biz ne gerekiyorsa yaparız. Ama artık dönem senin dönemin” “Hocam Avrupa’da onu istemiyor, Amerika’da, oysa sen hepsiyle güzel ilişkileri olan bir devlet adamısın, onlar da seni tek muhatap olarak görmek istiyorlar.” dediler, dediler, dediler de dediler. Çünkü kendilerinin ikballeri Davutoğlu isminde gizliydi. Yetmedi, özel karargahlar kurdular, kendilerine göre Gelecek animasyonları yaptılar ve sonuçta Hoca, kendini o noktalara getiren adamı unutmakla kalmadı ve sanki o adamı kendisi oralara getirmiş gibi nefsine yenildi. Nihayet hamanlar başarmışlardı ama bir şeyi unuttular. Neydi o, bir kenara çekilmesini istedikleri Reis, siyasette onlarca kez onları suya götürüp susuz getirecek bir dehaya ve ikbale sahipti.
Sonuç, üstünde onlarca senaryo çalıştıkları GELECEK HESAPLARI ellerinde patladı ve yenilen güreşçi güreşe doymazmış mantığından hareketle üstelik YAPMAYACAĞIM, İHANET ETMEYECEĞİM diye kürsüden bağırdığı halde, biz de buradayız demek için, hem de hiç bir geleceği olmayan vakalar olarak GELECEK PARTİSİ çatısı altında toplandılar.
PEKİ BEN BU KADAR ŞEYİ NİYE YAZDIM?
Şundan Süleyman kardeşim: Bu millet Reis’i Allah için, seni de Reis için sevdi. Hamanlar zaten boş durmazlar da, olur ya, şeytan gelir başlar ufak ufak fısıldamaya... “Ah be Süleyman! Ne varsa sen de var. Baksana millet milyonlarca mesaj atmış, Beştepe yıkılmış, Sen bi tanesin. Bugün parti kursan yüzde bilmem kaç oyun var. Akıllı ol! Meydan senin.” gibi laflar ederse. Hatta, o lanetlenmiş şeytan, senin üzerinden ikbal hesapları yapan, Haman’ın olacak adamları da tabur tabur göndermeye başlarsa... Aman Süleyman kardeşim! Sakın ha! Lütfen Soyluluğundan taviz verme! Biz seni de Allah için sevmesini biliriz, senin için de, “Allah, bizim ömrümüzden alsın, onun ömrüne katsın!” diye göz yaşlarıyla dua etmesini biliriz. Ama o gün bugün değil, bugün sana olan bütün muhabbetimiz Reis’in takdiri ve senin gayretindendir. Yarın mı? Kim öle kim kala. Tıpkı İbrahim Hakkı Erzurumi’nin dediği gibi. “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler...
Bu millet çok deli sever, tıpkı çok deli nefret ettiği gibi... ANLAYANA...