Mustafa Telli

Mustafa Telli

Hayati Dağaslan 43 yaşında

Hayati Dağaslan 43 yaşında

Milliyetçilik, milletini sevmek, milletin değerlerine sahip çıkmak ve milletine faydalı olmak demektir. Türk Milliyetçiliği de: Türk milletini sevmek, Türk Milletinin milli ve manevi değerlerini yaşamak ve Türk milletin menfaatini kendi menfaatinden üstünde tutmak, yaptığı işin en iyisini yapmaktır

.Tuzla, Pendik ve Kartal’da ev, büro, dernek ve siyasi parti duvarında asılı bir fotoğraf var. Fotoğraf; 20-25 yaşlarındaki bir gencin karakalem ile çizilmiş resminin fotoğrafı, fotoğrafın altında Şehit Hayati Dağaslan ibaresi var. Tuzla, Pendik ve Kartal’da duvarları süsleyen bu fotoğraftaki Hayati Dağaslan kim? Ülkücüler Şehit Hayati Dağarslan’ı şehadetinin 43. yılı olan 26 Ocak 2021 salı günü Pendik’te dua ve gözyaşlarıyla anılacak. Anma törenine Şehit Hayati Dağarslan’ın yakınları ve arkadaşları katılacak. Merhum Hayati Dağarslan, 1955 Yozgat doğumludur. Evli ve bir çocuk babası olan Dağaslan, İstanbul Pendik’te oturuyor, Tuzla Alamsaş Alarko Ağır Makine Sanayinde çalışıyor, İstanbul Göztepe’de bu günkü adı Marmara Üniversitesi olan İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nde okuyordu. 175-180 boylarında, 80-85 kili ağırlığında, buğday tenli, bıyık ve gür bir saçı olan Dağaslan, Pendik Ülkü Ocakları’nın göz bebeğiydi. Kitap okumayı, spor yapmayı, gezmeği ve müziği seven Dağaslan, arkadaş canlısıydı. Özü ve sözü bir, doğru, iyi ve güzelden yanaydı. Yıl siyasi cinayetlerin işlendiği terör yıllarıdır.

Sıcak savaşın yerini soğuk savaş, ülkelerin bir biri ile savaşının yerini taşeron örgütlerin aldığı yıllardır. Amerika ve Rusya arasına sıkışan ülkede, özellikle İstanbul’da günün her saati ve her yerinde bir sokak çatışması çıkıyor, silahlı guruplar bir yerleri basıp, birilerini öldürüyordu. Tuzla’da bir fabrika var. Fabrikanın adı Alamsaş Alarko Ağır Makine sanayi. Bu fabrika manika yapan makineler üretiyor. Bu fabrika öyle bir fabrika ki her yıl yeni birkaç yeni fabrika üretiyor, mevcut fabrikaların bozulan ya da kırılan makinelerine yeni parçalar üretiyor. Fabrikadaki makineler son model, kullanılan teknoloji yeni, mühendis ve işçiler işin ehli. 1977 yılında bu fabrika çalışmıyor. Sebep işçiler grevde. İşçi maskeli bir gurup fabrikayı ele geçirmiş, işçileri greve çıkarmış, fabrikada üretim durmuş. Ancak Türkiye’nin bu fabrikaya ihtiyacı var. Çünkü bu fabrika: yeni fabrikalar yapan bir fabrika, bu fabrika: mevcut fabrikaların kırılan, eskiyen, bozulan makinelerine parça üreten bir fabrika. Alamsaş Alarko’nun kapalı olduğu her gün yedek parça bulamayan bir başka fabrika kapanıyor. Kapanan her fabrika ile ülke üretimini azalıyor, insanların işsiz, aç ve açıkta kalıyor…

Fabrikanın sahibi Merhum Üzeyir Garih, MHP’liler milliyetçi insanlardır. Bu kadar fabrikanın greve gitmesi, üretimin durma noktasına gelmesi, milliyetçileri rahatsız eder, Tuzla ve Pendik’te büyük bir gücü ve örgütü olan MHP bu fabrikanın çalışmasını sağlar, düşüncesiyle MHP’lilerden bir randevu ister. Bir iki telefon görüşmesinden sonra gerçekleşen randevuda; Alamsaşlılar, fabrikanın önemini ve durumunu anlatır. Ülkede yüzlerce fabrika kapalı, bu sayı her geçen gün artacak, iş ve işveren barışı bozulup, üretim düşecek, işsizlik artacak, geçim sıkıntısı büyüyecek, ülkede döviz sıkıntısı olacaktır. Pendik’te bir araya gelen Ülkücüler, Alamsaş Alarko Ağır Makine Sanayi Fabrikası’nın çalışması için ne yapmalıyız diye düşünürken cevap, Alarko’nun hemen yanında bulunan Şemsiye fabrikasından gelir. Şemsiye fabrikasında çalışan Hayati Dağaslan ve Hüseyin Altaylı bir kaç arkadaşı ile birlikte Şemsiye fabrikasından ayrılıp, Alarko’da iş başı yapar. Hayati Dağarslan arkadaşları ile birlikte işçi ve işveren barışını sağlayıp çalışanları, Türk Metal Sendikası çatısı altında örgütler, grevde olan fabrikayı çalıştırarak, çalışma hayatına ve ülke ekonomisine can katar. Ancak bu iş birilerinin işine gelmez, birileri fabrikanın çalışmasından rahatsız olurlar. Merhum Dağarslan, 26 Ocak 1978 günü Pendik Haydarpaşa treninden Feneryolu Tren İstasyonu’nda trenden inmiş, okula giderken Kuyubaşı Mevkiinde minibüs yolunda pusuda bekleyen bölücü terör örgütleri mensuplarınca çapraz ateşe alınır.

Sokağın iki başını tutan terör örgüt mensupları Hayati Dağaslanı ve arkadaşlarını yaralar. Ağır yaralanan Dağarslan’ı arkadaşları Göztepe SSK hastanesine götürür, doktorların tüm çabalarına rağmen Dağlaslan kurtarılamayarak hayata veda eder. Olayda Dağaslan’ın yanında bulunan iki kişi yaralandı. Alnına silah dayanan Ahmet, silahın ateş almaması, üzerindeki elbiseden 36 kurşun deliği çıkan Bülent'e bir şey olmaması kaderi anlamlandırmanın bir işareti olarak hala hafızalarımızda. Ülkücülerin duvarlarında kutsal bir emanet olarak yer alan fotoğraf, o günün imkânları dâhilinde; merhum Hayati Dağaslan’ın, vesikalık fotoğrafına bakılarak çizilmiş, cenaze töreni boyunca ellerde taşınan karakalem resmin fotoğrafıdır. Türk milletinin refahı, Türk devletinin varlığı için hayatını ortaya koyan; kitap okumayı, spor yapmayı, gezmeği, şarkı söylemeği seven, arkadaş canlısı, özü ve sözü bir, doğru, iyi ve güzelden yana olan Pendikli Şehit Hayati Dağaslan’ın kabri Sarıyer Reşitpaşa Mezarlığındadır. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet bahçelerinden bir bahçe olsun. Hakkını helal et yiğidim.

140059423_1019823755192076_1256154450705793812_n.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Telli Arşivi