Metin Yazıcı

Metin Yazıcı

Borcumu ödemeyeceğim!

Borcumu ödemeyeceğim!

Telefonum çalıyor.
 Açıyorum.
‘Borç para istemiyorum’ diye başlıyor söze.
Kimliğini henüz açıklamış değil ama, onu sesinden hemencecik tanıyorum.
Kerim. Bizim Kerim.
Pendik Gençlik Tiyatrosu’nun kurucularından.
Sanatçı. Yönetmen. Espritüel. Karadenizli olduğu için biraz agresif ama, öyle zamanlarında pek daha bir komik.
Her an yardımsever.
Ufak tefek cüssesiyle, o devasa yüreği nasıl taşıyabildiğine hep şaşırdığımız adam…
“Herhangi başka bir ihtiyacım da yok. İş aramıyorum. Bir yakınım için telefon açmanı da istemiyorum. Rahatladıysan, şimdi biraz konuşabilir miyiz?” diyor.
Başkaları için de bir şeyler yapmak!
Bu cümle, sonundaki ünlem işaretinin hakkını fazlasıyla vererek, o an zihnimde dolaşıyor.
Başkaları için de bir şeyler yapmak!
Başkaları için de bir şeyler yapmak!
Sahi ya! Biz bunu unuttuk mu?
İşsizlik, kredi kartı borcu, ihbarname, haciz, iflas, ekonomik durgunluk, savaş, Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, taciz, tecavüz, cinayet, kadın hakları, insan hakları, hayvan hakları, hırsızlık, gasp, trafik kazası, kalp krizi, kanser, böbrek yetmezliği, elektrik – su – doğalgaz – telefon faturaları, ABD, İsrail, Ortadoğu, Kürt, Türk, Alevi, Sünni, emekli  maaşı, zam, futbol maçları, O Ses Türkiye, Survivor derken, biz bunu unuttuk mu?
Hayatımızı dolduran bu seslerin avaz avazlığından, sıklığından, kalabalıklığından; ‘başkaları için de bir şeyler yapmak’ düşüncesinin sesini duyamaz mı olduk?
Sahi ya! En son ne zaman yaptık böyle bir şeyi!
Yoksa! Yoksa kötülüğe doğru mu evriliyoruz?
Ben!
‘Şu türlü kötülükler hakkında eleştirel bir konuşma – kınama yapmak için, yakın zamanda iyi bir şeyler yapmış, iyi adamlar öne çıksın!’ diye seslenseler:
Ben bir adım atabilir miyim?
Ya sen!
Şu an bu yazıyı okumakta olan senden bahsediyorum.
Sen atabilir miydin?
İnsan kendi kendine konuşunca iki insan olur.
O an için, ‘birbirimizin yüzüne bakabilir miyiz acaba?’ diye geçiriyorum aklımdan.
Ne ben bana, ne bana ben; birbirimize tatminkar cevaplar vermekte zorlanıyoruz…
Ya sen!
Siz!
Sizler!
Başkaları için de bir şeyler yapıyor musunuz?
 Şair Özdemir Asaf da tam zamanını buldu işte!
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu. Birinciliği beyaza verdiler” dizelerini, bizler için mi yazmıştı acaba?
Beyaz mıydık, ara bir renk miydik  bilemiyorum. Ama bir şey var kesin olan.
Kirlendik! Kirlenmeye de devam ediyoruz…
Fark etmemiş olanlar için söyleyeyim:
Sadece kendimize köle olup, bencil bir hayat yaşayarak,  başkalarına karşı duyarsızlaştıkça; aslında git gide yalnızlaşıyor, kayboluyor, kaybediyor, hayatın anlamından uzaklaşıyoruz.
Telefon meselesine gelince; merak edenler için, görüşmemizin nasıl devam ettiğine döneyim.
Lafı gediğine getirip, ben de ona bir şiir okudum.
Şu, içinde Kerim’in de geçtiği, ‘Değilmiş’ şiirini.
On saniye kadar öldüm / Henüz / Kerim’e olan borcumu ödememiştim / Mahallede bir takım kurmayı kararlaştırmıştık arkadaşlarla / “Sensiz olmaz” demişlerdi / Köy kütüphanesine kitap toplayacaktık / Komşunun oğluna iş bulacaktım / Ölüyordum ama / Acaba, anamın yüreği dayanabilir miydi buna? / Üstüne üstlük / Yok yerden / Cenaze telaşı…/ Bunlara benzer /Daha bir sürü şey geldi aklıma / Vazgeçtim ölmekten / Dirildim! / Allah kahretmesin! / Beni hayata bağlayan / Sadece sevdiğim / Ve ‘daha güzel bir yaşam arzusu’ değilmiş…
Bir saniyenin kaçta kaçına neler sığdırabiliyor insan…
Ah be Kerim!
Olmadık zamanlarda öyle şeyler söylersin ki, bin türlü şey düşündürürsün.
Bak! Bozdun işte rahatımızı.
Benim ve bilmem kaç okurun.
Seni elime bir geçirirsem; ‘borç para istemiyorumu, her hangi başka bir ihtiyacın olup olmadığını, işini – işsizliğini, yakınlarını, rahatlama meselesini’ göstereceğim.
Bu arada, o telefon konuşman ile ‘şiirde bahsi geçen alacağını’ ima etmiş isen; buradan ilan ediyorum. Bil.
30 yıl daha geçse, vermeyeceğim…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Yazıcı Arşivi